ABD eski Başkanı Donald Trump, Ocak ayındaki Capitol saldırısının ardından Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya platformları tarafından yasaklandı. Ancak, geçtiğimiz hafta Trump, Facebook hesabına geri döndü.

Facebook, Trump’ın hesabını Mayıs 2021’de askıya aldı ve bir bağımsız denetçi paneli, Trump’ın paylaşımlarının Capitol saldırısı ile ilgili bir provokasyon olduğunu belirledi. Bunun üzerine, Facebook, Trump’ın hesabının askıya alınmasını onayladı ve süresiz olarak lağvetti.

Ancak, düne kadar Facebook, Trump’ı yeniden platformuna kabul etti. Trump’ın asıl Facebook hesabı 30 milyondan fazla takipçisi vardı ve politik mesajlarını yaymak için önemli bir araçtı.

Bir Facebook sözcüsü, Trump’ın hesabını yeniden açma kararının, Facebook’un bağımsız denetçi panelinin tavsiyelerini dikkate alarak ve Trump’ın artık federal bir görevde olmadığı için alındığını söyledi.

Facebook CEO’su Mark Zuckerberg de geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Trump’ın hesabını yeniden açma kararının, Trump’ın süresiz olmayan bir yasaklama almasına neden olacak bir kural ihlali yapmadığı için alındığını söyledi.

Zuckerberg, “Kararımız, Trump’ın süresiz yasaklanmasını sürdürmekle ilgili değil” dedi. “Sürekli yasaklama, platformumuzu kullanma özgürlüğüne ilişkin bir konunun yanı sıra, ülkemizin siyasi süreçlerindeki bir başkanın ifade özgürlüğüne ilişkin daha geniş bir konu hakkındaki tartışmaya da katkıda bulundu.”

Bazı eleştirmenler, Facebook’un kararını sorguladılar ve Trump’ın platforma geri dönüşünün, özellikle de siyasi kampanya gezilerinde kullanacağı gibi, önemli bir etkiye sahip olabileceğini söylediler.

Ayrıca, Facebook’un kararı, sosyal medya platformları tarafından ne zaman ve neden yasaklamaların uygulanacağını belirleyen daha geniş bir politika tartışması üzerine de odaklandı.

Trump’ın Facebook’a geri dönüşü, sosyal medya platformları ve siyasi liderler arasındaki tartışmanın yeni bir bölümünü temsil ediyor. Sosyal medya platformları, siyasi liderlerin söylemlerinin nasıl denetleneceği konusunda uzun zamandır tartışmalara neden oldu.

Örneğin, Twitter, geçen yıl, Trump’ın bir gönderisini geri çekerek, Amerika Birleşik Devletleri’nin posta yoluyla oy kullanma işleminde sahtekarlık yapıldığı iddialarını içerdiğini ilan etti. Bu hareketi, Twitter’ın Trump’ın tweetlerini ilk kez sınırlama girişimleri arasındaydı.

Twitter sonunda Trump’ın hesabını süresiz olarak yasakladı ve Facebook da hemen ardından geldi. Ancak, tartışmalar, platformların siyasi liderlerin söylemlerini nasıl ele alacağına ilişkin daha geniş bir konuya işaret ediyor.

Başta ABD olmak üzere birçok ülkede, hükümetler, sosyal medya platformlarına daha katı bir düzenleme sağlamak için baskı yapıyorlar. Facebook’un Trump’ın hesabını yeniden açma kararı, bu baskıların altındaki kırılgan dengeleri vurguluyor.

Trump’ın Facebook’a geri dönmesi, aynı zamanda, Trump’ın hala etkisini kaybetmediğini gösteriyor. Trump’ın politik kariyeri, sosyal medya platformlarında yüksek profilli bir varlığa bağlıydı. İktidarda olduğu sürede Twitter’da 88 milyondan fazla takipçisi olan Trump, Twitter’ın en popüler hesaplarından biriydi. Şimdi, Facebook’ta da aynı etkiye sahip olabilir.

Bununla birlikte, Trump’ın geri dönüşü, platformu kullanarak kendi mesajlarını çekici hale getirmenin yanı sıra, artık garnizonunu kararlılıkla sürdürmesi gerektiği anlamına da geliyor. Trump’ın Twitter’dan yasaklanmasının ardından, takipçileri ve muhafazakarları Biden yönetimini eleştiren farklı platformlara, özellikle de Rumble ve Telegram’a geçtiler.

Bu nedenle, Facebook’un kararı, Trump’ın onu kullanarak mesajını yeniden yürütmesine ve takipçilerinin samimiyetini yenilemesine yardımcı olabilir. Ancak, aynı zamanda, Facebook’un kararı siyasi kampanyayı etkileyeceği için, platformdan politika konusunda daha sıkı bir denetim taleplerinin artmasına da neden olabilir.

Sonuç olarak, Trump’ın Facebook’a geri dönüşü, sosyal medya platformlarının siyasi liderlerin söylemleriyle nasıl başa çıkacaklarına ilişkin daha geniş bir tartışmanın parçasıdır. Ayrıca, Facebook’un kararı, takipçileri arasındaki Trump’ın mesajına bağlılığı nasıl etkileyeceği ve siyasi kampanyayı nasıl etkileyeceği gibi birçok soruya neden olacak.