Anurag Thakur, BJP politikacısı, son zamanlarda Rahul Gandhi gibi muhalif liderler hakkında çirkin açıklamalar yaptı. Buna rağmen, bu siyasi kişiliklerin bazıları kendilerine yapılan saldırılar sonrasında kendilerini yine de kurban gibi hissetmekte ve bu durum halk tarafından da eleştirilmekte.

Anurag Thakur, Hindistan’daki mevcut siyasi ve toplumsal ortamın en acımasız ve yozlaşmış figürlerinden biridir. Onun açıklamaları sık sık nefret dolu söylemlere dönüşür, muhalefetle ilgili en küçük tutarsızlığı bile eleştirir ve düşmanlaştırır. Buna bir örnek, Thakur’un geçtiğimiz yıl yaptığı bir konuşma, Hindistan’ın laikliğini yok etmek için ‘gaddar’ protestocuları öldürülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarıdır.

Ancak, bu tür çirkin söylemlerine rağmen, Thakur kendini kurban gibi hissettiğini iddia ediyor. Onun dillendirdiği savunma, onun açıklamalarının aslında muhalefet liderleri tarafından provoke edildiği ve kendisinin sadece cevap verdiği yönündedir. Ancak, bu gibi söylemler çok da inandırıcı değildir, çünkü Thakur’un söylemi belirgin şekilde asla barışçıl veya yapıcı bir dil kullanmayı amaçlamadığı için, muhalefetin onu provoke ettiği iddiası oldukça zorlama kalabilir.

Hindistan’daki politikacılar arasında Thakur gibi çirkin söylemler kullanan tek figür değil. Rahul Gandhi gibi aynı zamanda siyasi bir figür olan bazı muhalif liderler de benzer şekilde aşağılanmış ve hedef alınmıştır. Ancak, bu liderler kendilerini ‘suçlu’ gibi davranarak göstermek yerine, yürüttükleri mücadelelerini sürdürmeyi seçiyor ve insanların haklarını savunmaktan vazgeçmiyorlar. Ayrıca, eleştirilere ve hakaretlere rağmen, bu liderler genellikle siyasi açıklamalarında daha barışçıl ve yapıcı bir dil kullanıyorlar.

Bu nedenle, Anurag Thakur ve benzeri figürlerin kurban gibi davranarak şikayet etmeleri çok tuhaf gelebilir. Çünkü onlar kendilerini eleştirenleri hedef aldıklarında, kendilerini güçlü ve haklı konumda açıklıyorlar. Ancak, eleştiri geldiğinde birden savunmacı bir tutum sergilemek, onların bu sözlerinin ve eylemlerinin aslında hukuka aykırı olduğunu ve laik, demokratik bir devlette hiçbir yeri olmadığını fark etmelerine neden olabilir.

Hindistan’daki muhalefetin liderleri, ülkelerinde hükümetin demokratik olmayan yollarla hareket ettiğini düşünüyorlar. İnsanların haklarının çiğnenmesinden, ifade özgürlüklerinin kısıtlanmasından, basın özgürlüğünün zedelenmesinden endişe duyuyorlar. Bu nedenle, Anurag Thakur ve ona benzer figürlerin yapabilecekleri en iyi şey, bu endişeleri ciddiye almak, insanların haklarını savunmak ve topluma duyarlı siyasi liderler olarak hareket etmektir.

Sonuç olarak, Anurag Thakur ve benzeri çirkin siyasi figürlerin kendilerini kurban gibi sunmaları biraz tuhaf gelebilir. Ancak, hindistan’daki muhalif liderler gibi bu liderler de, kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı daha yapıcı bir dil kullanarak, halkın haklarını korumak için mücadele edebilirler. Bu liderler, belki de gücü ellerinde tutanların çıkarına karşı koymak zorunda olan cesaretli insanlar olarak örnek alınabilirler.