Ölen LSU kardeşlik taahhüdünün ailesi, 6,1 milyon dolarlık bir anlaşma sonrasında güçlü bir bezdirme karşıtı mesaj yayınladı. Bu büyük ödeme, 2017 yılında LSU öğrencisi Max Gruver’ın alkol zehirlenmesi sonucu ölmesiyle ilgili bir davada kardeşlik üyelerine verildi.
Gruver’ın ailesi, bu ölümcül olayın ardından LSU’nun kardeşlikler ve diğer örgütlerle ilgili politikalarını eleştirdi. Kardeşliğin liderlerine yönelik cinayet suçlamaları yapıldı ve LSU’nun disiplin sisteminin yetersiz olduğu iddia edildi.
Ancak, Dudley DeBosier adlı hukuk firması Gruver ailesi ile bir anlaşma imzaladı ve kardeşlik üyeleri hakkında daha ciddi suçlamalar düşürüldü. Üyelerin birçoğu para cezaları ve topluma hizmet cezaları aldı veya cezalarını çekti.
Ancak, Gruver ailesi sadece para almak için mücadele etmediler ve bu olayı başka ailelerin benzer acılar yaşamasını önlemek için mücadele etmeye devam ettiler. Anlaşma sonrasında, aile, kardeşlik kültürünün tehlikesi konusunda bir mesaj yayınladı.
Aile, mesajında şöyle dedi: “Max’in anısını onurlandırmak istiyoruz ve diğer ailelerin benzer kayıplar yaşamasını önlemek istiyoruz. Bu nedenle, bezdirme ve kötüye kullanım kültürünün zehirleyici doğasının altını çiziyoruz.”
Bu mesaj, LSU öğrenci yaşamında ve diğer üniversitelerde mevcut olan bir sorunu ele alıyor. Kardeşlikler, sosyal kulüpler ve diğer örgütler, birçok öğrenci için önemli bir sosyal ağ sağlıyor. Ancak, bazen bu örgütler tehlikeli ve hatta ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir kültürü teşvik ediyor.
LSU’nun bu olayın ardından yaptığı değişiklikler, olayların tekrarlanmasını önlemeye yönelik adımlar attığına işaret ediyor. Üniversite, kardeşliklerin kayıtçılık sürecinde daha ayrıntılı ve kapsamlı bir arka plan kontrolü yapmaya başladı. Ayrıca, öğrenci disiplin sistemi güçlendirildi ve disiplin ilgili kurulların bağımsızlığı artırıldı.
Ancak, kardeşlikler ve diğer örgütlerin teşvik ettiği bezdirme ve kötüye kullanım kültürü, üniversitelerde hala ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Öğrenciler, örgütlerin baskısından ve sosyal izolasyondan kaçınmak için kötü davranışlara sürüklenebilirler.
Bu nedenle, üniversitelerin bu soruna küresel düzeyde yaklaşmaları gerekiyor. Bu, örgüt üyelerinin kayıt süreçlerini daha yakından izlemek, örgütlerin faaliyetlerini daha şeffaf hale getirmek ve diğer öğrencilere bu sorunun önemi hakkında daha fazla bilgi vermek anlamına gelir.
Ayrıca, ailelerin de bu konuya dikkat çekmesi önemlidir. Gruver ailesi, büyük bir acıyla başa çıkmak zorunda kaldı ancak olayın ardından sessiz kalmak yerine, bu kültürün tehlikesi hakkında bir mesaj yayınlayarak, diğer ailelerin benzer kayıplar yaşamasını önlemeye çalışıyorlar.
LSU kardeşlik taahhüdü olayı, üniversitelerdeki örgüt kültürünün tehlikesine dikkat çekiyor. Yapılacak daha çok çalışma var ancak bu olay, bu soruna yönelik adımların atılması gerektiği konusunda bir uyarı niteliğinde.
Sadece acıların önlenmesi değil, üniversiteler aynı zamanda öğrencilerin hayatlarını daha iyi hale getirmekle de ilgileniyorlar. Örgüt kültürünün patolojik bir şekilde tehlikeli olmasına izin vermeyi bırakarak, üniversitelerdeki örgütlerin öğrenciler için gerçekten olumlu bir faktör olmasını sağlamalıyız.